Kabataş Erkek Lisesi’nde öğrenciyken katıldığı gezi sırasında, bir gün CERN’de çalışmayı kafasına koyan Erdem Yiğit Ertorer, eğitim yaşamı boyunca bu hayalinin peşinden gitti. Lise eğitiminin ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde fizik okuyan Ertorer, mezun olduktan sonra da parçacık fiziği alanında ABD’deki Carnegie Mellon Üniversitesi’nde doktoraya başladı. Aynı zamanda da CERN’de CMS Deneyi çalışma grubuna dahil oldu.
10 YILLIK HAYALİ
Şimdi 26 yaşında olan Ertorer’in 10 yıl önce lise gezisinde kurduğu hayali de böylelikle gerçekleşmiş oldu. Ertorer, doktora süresinin yaklaşık 3 senesini CERN’de geçirecek. Ancak o yeni hedefinin CERN’de 10 yıl çalışmaya devam etmek olduğunu söylüyor. Genç biliminsanı, lisedeki hayalini nasıl gerçekleştirdiğini ve gelecek hedeflerini şöyle anlatıyor: “Ortaokuldan beri bilime meraklıydım. Lise yıllarında ise fizik alanına ilgi duymaya başladım. Farklı ülkelerden okulların CERN’e eğitim gezileri düzenleyebildiğini öğrendim ve bu durumu öğretmenlerimle paylaştım. Sonrasında öğretmenlerimin ve okulumun desteği ile 40 kişilik bir grup olarak CERN’e gittik.
GURURLU VE MUTLU
Gezide şu an Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Bora Akgün ile tanıştım. Onu soru yağmuruna tuttum. Boğaziçi Üniversitesi’nde lisans eğitimime başladığımda Doç. Dr. Akgün, Türkiye’ye dönmüştü ve hocam oldu. Bana ilham verdi ve rol modelim oldu. Üniversite laboratuvarında CMS Deneyi için silikon modüller üretiyoruz ve bunları CERN’e gönderiyoruz. Yazın da CERN’e gidip gönderdiğimiz modüllerle ne yaptıklarını gözlemliyor ve raporluyorum. 10 yıl sonra CERN’e yeniden gittiğimde gözlerim doldu. Lisedeki hayalimi gerçekleştirmek hem çok gururlu hem de çok mutluluk verici. Ben de ilham vermek istiyorum. Özellikle genç arkadaşlarıma ‘Ben yaptıysam, siz de yapabilirsiniz’ demeye çalışıyorum.”
EVRENDEKİ EN KÜÇÜK PARÇA İÇİN
-CERN tarafından 2008 yılında başlatılan CMS Deneyi, pozitif yüklü atom parçacıklarının çarpışması sonucu çıkan iz ve enerjileri ölçen beş deneyden biri. 15 metre yüksekliğe, 12 bin 500 ton ağırlığa sahip ve yerin 100 metre altında bulunan deney düzeneği, güçlü bir mıknatıs içeriyor. Yeni fizik kanunlarına ait sinyalleri keşfetmek için tasarlanan düzenek, diğer çarpıştırma deneylerinden daha yüksek enerjilere çıkarak ölçümler yapabiliyor. Ayrıca, evrendeki en küçük nesneyi görebilmek için oluşturulan düzenek, parçacıkların 3 boyutlu fotoğraflarını çekebiliyor. Karşılıklı iki protonu ışık hızının üstünde bir hızla çarpıştırıyor. Ardından ortaya çıkan parçacıklar görüntüleniyor. Ertorer, “Kısacası bu düzeneği kocaman bir fotoğraf makinesi olarak düşünmek mümkün” diyor.
Kaynak: Hürriyet / Melike Çalkap